DEVAM: 149-150. Rüku'
Ve Secdede Kalmanın Müddeti
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
وَابْنُ
رَافِعٍ
قَالَا
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ عُمَرَ
بْنِ كَيْسَانَ
حَدَّثَنِي
أَبِي عَنْ
وَهْبِ بْنِ
مَانُوسَ
قَالَ
سَمِعْتُ سَعِيدَ
بْنَ
جُبَيْرٍ
يَقُولُ
سَمِعْتُ أَنَسَ
بْنَ مَالِكٍ
يَقُولُ مَا
صَلَّيْتُ وَرَاءَ
أَحَدٍ
بَعْدَ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَشْبَهَ صَلَاةً
بِرَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِنْ هَذَا
الْفَتَى
يَعْنِي
عُمَرَ بْنَ
عَبْدِ
الْعَزِيزِ
قَالَ
فَحَزَرْنَا
فِي
رُكُوعِهِ
عَشْرَ
تَسْبِيحَاتٍ
وَفِي
سُجُودِهِ
عَشْرَ
تَسْبِيحَاتٍ
قَالَ أَبُو
دَاوُد قَالَ
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
قُلْتُ لَهُ
مَانُوسُ
أَوْ
مَابُوسُ
قَالَ أَمَّا
عَبْدُ الرَّزَّاقِ
فَيَقُولُ
مَابُوسُ
وَأَمَّا حِفْظِي
فَمَانُوسُ
وَهَذَا
لَفْظُ ابْنِ
رَافِعٍ
قَالَ
أَحْمَدُ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ جُبَيْرٍ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
Enes b. Malik (r.a.),
Ömer b. Abdul-Aziz'i kast ederek, dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'dan sonra namaz bakımından Resulullah'a şu gençten daha çok benzeyen
bir kimsenin arkasında namaz kılmadım. Biz onun rukuunda on (defa) ve sücudunda
(yine) on (defa) tesbih (okuduğunu) tahmin ettik.
Ebu Davud dedi ki: Ahmed
b. Salih (şöyle) dedi: Ben Abdullah b. İbrahim sana bu hadisi nakleden ravinin
ismi Manus mu yahutta Mabus mudur? dedim. (O da bana); "Abdurrezzak (bu
ravinin isminin) Mabus (olduğunu) söylüyor. Amma benim hafızamda kaldığına göre
Manus'tur, diye cevab verdi. (Ebu Davud sözlerine devamla dedi ki:) Bu
naklettiğimiz lafızlar îbn Rafi'in rivayetine aittir. Ahmed (b.Salih de bu
hadisi) Said b. Cübeyr'den, Enes b. Malik'ten şeklinde (sema' yerine an'ane
yoluyla) nakletti.
AÇIKLAMA:
Bu hadis rüku ve
secdede teşbihin kemal derecesinin en az on defa tekrarlanmakla
gerçekleşebileceğini söyleyenler için bir delildir. Gerçekte tek başına namaz
kılan bir kişi rüku ve secdesinde teşbihi ne kadar çok tekrarlarsa o kadar iyi
olmakla beraber, imam olan kimsenin cemaate eziyet vermemek için rüku ve
secdede teşbihleri çoğaltmaması daha evladır. Nitekim biz bu mevzuyu 886
numaralı hadisin açıklamasında ayrıntılı olarak ele aldığımız için burada
tekrar etmeyeceğiz.
Eb.u Davud, Vehb b.
Manus'un isminde ihtilaf edildiğine dikkati çekmek için hadisin sonuna bir
ta’lik İlave etmiştir. Bu ta’lik’ten anlaşılıyor ki;
1. Bu ravinin ismi
Ahmed b. Salih'e göre, Vehb b. Manus'tur. Mabus da olabilir.
2. Abdulah b. İbrahim'e
göre Vehb b. Manus'dur.
3. Abdurrezzak b.
Hemmam'a göre Vehb b. Mabus'tur.
4. Bu hadisi Ebu
Davud'a, hocalarından Ahmed b. Salih ile îbn Rafi' rivayet etmiştir.Ancak
tercümesini sunduğumuz metin an'ane ve sema yoluyla eriştiği halde, ikinci
hocası Ahmed b. Salih tarafından sadece an'ane yoluyla gelmiştir. Bilindiği
gibi sema' yoluyla gelen rivayet an'ane yoluyla gelen rivayetten daha
kuvvetlidir. Çünkü sema yoluyla gelen rivayette hadis, ravi tarafından bizzat
işitilerek rivayet edildiği halde an'ane tarikiyle gelen rivayette böyle bir
durum yoktur.